Kara Listeye Kimler Girer? (Spoiler: Muhtemelen Hepimiz!)
Bazı konular vardır, ciddi ciddi konuşulmaz; çünkü içinden çıkılamaz. “Kara liste” de onlardan biri. Bankalar, şirketler, hatta eski sevgililer… Hepsinin bir kara listesi vardır. Hatta bazılarının öyle bir listesi vardır ki, Google Drive’da klasörlü, Excel’de renk kodlu tutarlar. Bugün bu meseleyi biraz ciddiyetsiz, biraz da kahkaha eşliğinde konuşalım dedim. Çünkü kabul edelim: Kara listeye kimlerin girdiğini tartışırken asıl eğlence, “Ben acaba kaç defa oradaydım?” diye düşünmektir.
1. Borcunu Ödeyemeyen Stratejistler Kulübü
Başlayalım en klasik kara liste nedeninden: borç. Evet, bankaların kara listesinde baş köşede, “Faiz neydi, unutmuşum” diyenler oturur. Bu kişiler, kredi kartını asgari ödeyip sonra da “Kalanı nasıl olsa bir gün öderim” diye düşünen strateji ustalarıdır. Erkeklerin çözüm odaklı tarafı burada devreye girer: “Bir kredi çekip diğerini kapatırım.” Bu düşünce, genellikle ikinci kredi reddedilince son bulur. Kadınlar ise daha empatik yaklaşır: “Ahmet’in başı dertteydi, o yüzden ödeyemedi…” der ama sistem affetmez: kara listeye bir kez girersen, bankalar seni unutmaz.
2. “Söz Verip Unutanlar Anonim Şirketi”
Kara liste sadece bankalarla ilgili değildir; sosyal hayatta da vardır. En yaygın kara liste nedeni: verilen sözlerin tutulmaması. Düğüne geleceğini söyleyip gelmeyen, “Yarın kesin ararım” deyip bir daha ses çıkarmayan, “Bu hafta kahve içelim” deyip üç ay ortadan kaybolan… İşte hepsi bu listenin VIP üyeleri.
Erkekler burada da stratejik davranır: “Bak, aslında aramadım çünkü daha doğru zamanı bekliyordum.” Kadınlar ise ilişkisel düşünür: “Demek ki unuttu, ama belki hatırlarsa hâlâ görüşebiliriz.” Sonuç? Kimse kimseye kırılmaz gibi görünse de o listenin bir köşesine adınız altın harflerle yazılmıştır.
3. İlişkilerde Kara Liste: “Bir Daha Görmek İstemiyorum” Ekspresi
İtiraf edelim: Kara liste kelimesi en çok aşk hayatında anlam kazanır. Oraya girmek için illa büyük bir ihanet gerekmez; bazen bir mesajı iki saat geç görmek, bazen doğum gününü unutmak yeterlidir. Kadınlar bu konuda empatiyle başlar ama sabır tükendiğinde “Engelle ve asla geri dönme” düğmesine basar. Erkeklerse stratejik savunmadadır: “Bak, aslında seni korumak için uzaklaştım.” Evet, kimse yemiyor.
İlişki dünyasında kara liste, bazen hak edilen bir son, bazen de tamamen yanlış anlaşılmaların sonucudur. Ama her halükârda, bir kez oraya girdiyseniz çıkmak deveye hendek atlatmaktan zordur.
4. İş Dünyasında Kara Liste: “Bir Daha Bu Ofise Adım Atamaz” Kulübü
İş hayatında kara listeye girmek için “kasa boşaltmak” gibi büyük suçlar işlemeye gerek yok. Toplantıya sürekli geç kalmak, e-postaları görmezden gelmek, patronun doğum gününü unutmak bile yeterli olabilir. Özellikle ofis dedikodularını yanlış kişiye ilettiyseniz, tebrikler! Artık insan kaynaklarının kara listesindesiniz.
Erkek çalışanlar bu noktada stratejik çözümler arar: “Yarın erken gelirim, durumu toparlarım.” Kadın çalışanlar ise daha empatik davranır: “Sanırım yöneticim çok stresliydi, yanlış anladı.” Fakat şirket hafızası fil hafızası gibidir. Bir kere kara listeye girerseniz, terfi hayal olabilir.
5. Günlük Hayatta Kara Liste: “Artık Sana Güvenemem” Noktası
Kimi zaman kara liste çok daha gündelik nedenlerle karşımıza çıkar. Kahve randevusuna 10 dakika geç kalmak, film akşamına patlamış mısır getirmeyi unutmak ya da Netflix şifresini paylaşmamak… Evet, bunlar bile bir arkadaşın sizi “kara defterine” yazmasına neden olabilir.
En kötüsü ne biliyor musunuz? Bazen kara listeye girdiğinizi hiç haberiniz bile olmadan öğrenirsiniz. “Niye artık bana yazmıyor?” diye düşünürken, aslında çoktan kara kalemle üstü çizilmişsinizdir.
Kara Listeye Girmek Kolay, Çıkmak Zor
İster banka olsun, ister sevgili, ister dost… Kara listeye girmek çocuk oyuncağı kadar kolay, oradan çıkmak ise Nobel Barış Ödülü almak kadar zordur. En güzeli, o listeye hiç girmemek için küçük detaylara dikkat etmek: sözünde durmak, vaktinde ödemek, iletişimi koparmamak.
Peki ya siz? En son ne zaman kara listeye girdiniz? Ya da kimleri kara listenize aldınız? Yorumlara yazın da hep birlikte gülelim… Belki de hepimiz aslında aynı listedeyizdir!